Wednesday, April 26, 2006

Korkuyorum sizden, çok cahilsiniz!

Kale sandığınız göğsümün yıkılabileceğini,
Çökmez sandığınız omuzumun düşebileceğini,
Arsız kahkahalarımın hıçkırığa dönüşebileceğini,
Bilmiyorsunuz.

Bilirim, ezip geçmeye
Basıp söndürmeye yaratılmış sanırsınız
Sadece kaçmak için kullandığım bacaklarımı

Küstahça küçümsemeye
Bakıp alay etmeye çalışır sanırsınız
Sadece görmek için diktiğim gözlerimi

Böylece, çok korkuyorum sizden..
Zırh giyinmiş bir savaşçıya saldırıp,
Çırılçıplak bir kız çocuğunu öldürebileceğinizi
Bilmiyorsunuz, çok cahilsiniz!
Çok yağmurlar bilirim,
Defalarca ıslandım.
Çok aşklar bilirim,
Hepsinin acısını tattım.
Aşıklar, özlemler, vuslatlar...
Hepsi birbirinin aynıydı
Giden gelene, gelen gidene benzedi.

Bir sen farklıydın sevgilim;
Aşkın da özlemin de vuslatın da farklıydı,
Ardından bıraktığın acın da farklı oldu..

Monday, April 24, 2006

Öylesine hızlıydı ki giden tren
Daha sevinemeden geldiğine...
Bir vagonunda aşkım,
Bir vagonunda gençliğim,
Bir vagonunda ümitlerim..
Peşpeşe, aniden, hiç düşünmeden
Gelip geçiverdi önümden,
Arsız dumanını yüzüme savurarak!

Bense raysız istasyonda tek başıma,
Bakakaldım ardından
Elimde bir sonraki trenin biletiyle...

Sunday, April 23, 2006

Tıpkı sen gibi
Bu hayal
Bu siluet
Bu izdüşümü

Her şey sen gibi..

Hiçbir şey sen değil!

Hiçbir hayal anı
Hiçbir ümit gelecek değil

Öylesine
Gaipten
Sızıverdi yüreğime,
Bilirsin aşk işte...