Thursday, May 04, 2006

öğrenmek

Güzel şey şu öğrenmek! Her gün biraz daha ilerlediğini bilmek. Öğrenmeden geçen her gün yaşlanmaktan başka nedir ki? Ölüme doğru yürümekten başka ne yapar yerinde sayan birisi?

Peki öğrenebilmenin sınırı var mıdır? Bilinebilen her şey, herkes tarafından algılanabilir mi? Lisede Matematik bölümünde okurken, Türkçe'yi uzak bulmamın sebebi neydi? Neden ben Matematik ve Fen'de iyiyim, Türkçe'yi öğrenemem diye düşündüm? Bu aptallık mı, cehalet mi, yanlış yönlendirilme mi?


İki dil bilen iki insan oluyorsa, hem Tarih hem Edebiyat hem Matematik hem Felsefe bilebilenler ne oluyor?

Oysa ne kadar çok örnek var, hepsi olabilen..

Öğrenmek acaba çekinilecek bir şey mi? Kişi olduğunu sandığından daha büyük olmanın sorumluluğundan korkuyor olabilir mi? Nedir insanları öğrenmekten alıkoyan?

Öğrenmek bilmektir demiyorum asla!.. Bazen öğrendiğimiz şey, gerçek bilgi olmayabilir; o ayrı! Kendilerini çok "bilen" sananlara da ayrı kelimelerim var; asabi asabi! Ama nedir öğrenmeye karşı olan bu atalet?

Şimdiye kadar bazı şeyleri öğrenmeyi atlamak ne büyük israftır böyle!

5 comments:

Hatice Üzgül said...

Acaba?

Hatice Üzgül said...

İlk cevabınla ikincisi arasındaki fark nerden çıktı şimdi?
Oysa ben ilkini, kendi cevabıma daha yakın bulmuş, kendi "acaba"mı sana sormuştum.

Konuyu bambaşka bir yere götürdün.
Benim bahsettiğim de zaten "bir insanın öğrenme sorumluluğunu ağır bulup bulamayacağı" idi. Benim merak ettiğim, bu benim varsayımın mı; eğer değilse, neden olur, sebepleri nelerdir?

Yeterli fikrin veya aklın varsa, bu konu üzerinde konuşalım.

Maksude Kılınç said...

Ben, çok konuşma, çok soru sorma, çok ayıp diyerek insan yetiştirilen bir sürecin çocuğuyum.

Hâlâ çok soru sormaya korkarım. Bunun bedelini ben ödüyorum. Ama sadece ben mi ödüyorum?

Hatice Üzgül said...

Maksude hanım, bu durumu atlatabilirseniz, yönteminizi bana da iletir misiniz?

Galiba aynı problem bende de var da:)))

Sessiziliği seviyorum. Suskun sorlarıma kendim cevap bulmaya çalışıyorum çoğunlukla:))) Bu da benim yolumu uzatıyor tabii ki:)

Evet, öğrenmenin önündeki engellerden biri bu olmalı haklısınız!

Maksude Kılınç said...

Ah, bu atlatılamıyor.

Bu bir kimlik, bu bir görgü, bu bir anlayış meselesi.

Bulmaca çözmeyi hep sevdim, sanırım altında kendi kendine bir şeyleri bulma alışkanlığı var.

Bunu atlatmak zor Hatice. Mayan uygunmuş, bir de sana görgüyü anlatanlar "dikkat!" demiş. Sen de bu olmuşsun. Ol, sana daha çok ihtiyaç var.