Benim sol üst köşesi kırık bir aynam var. Kırık genlerimi her sabah acımasızca gösteren kör bir ayna.. Sen önce kendi kusurlarına bak, dediğim değersiz eşya! Gösteren ama göremeyen. Siyah kenarlı, büyük çerçeve ile aynı duvarı paylaşır. Güzel annemin kusursuzluğunu olanca zerafetiyle gösteren çerçevenin yanında sırıtır. İğreti durur. Bakılası değildir.
Olay günü, yine onun karşısına geçtim. Görmezlikten gelmek için değil, bu sefer uzun uzadıya incelemek için; önce soyundum. Kocaman göbeğimi, çatlaklarla dolu baldırlarımı, sutyene sığmayan göğüslerimi olanca haşmetiyle karşısına diktim.
O da gösterdi.
Beni son derece değersiz gösterdi, göremedi. Bendeki zekayı yansıtacak, kabiliyetlerimi ortaya dökecek, hassas ruhumu sergileyecek kadar ayna değildi!..
Sahip olmakla öğündüğüm hiçbir yönümü orada bulamamak, bulamadığımı aktaramamak... Hele de o çerçevenin aynayla oluşturduğu tezatlığı fark etmek...
Evet hakim bey, önce aynayı paramparça, ben kırdım. Hiç acımadan, bütün soğukkanlılığımla gerçekleştirdim bu eylemi. Bunu takiben çerçeveyi ve içindeki fotoğrafı yaktım. Ne yaptığımın bilincindeydim. Annemi de ben öldürdüm.
1 comment:
"...kadar ayna değildi!" güzel bir söyleyiş.
Post a Comment