Saturday, August 26, 2006

SENSİN DELİ!

Ben deli değilim. Sadece akıllı da değilim o kadar.

Kurduğum hayalleri gerçek sanıyorsam ne olmuş? Bütün herkes, kendi hayallerini gerçekleştirmeye çalışmıyor mu? Benim hayaleri gerçek kılma yolum sizinkinden farklı olabilir ama daha etkili. Gerçek olmasını istediğim her şey gerçek benim için. Senin hiç eski şato eşyaları ile döşenmiş bir odan oldu mu? Olmamıştır ve olamayacaktır. Ama benim var.
Sen, akıllıca, hayallerinin peşinden boşuboşuna koşturmaya ve hayatını bu uğurda harcamaya devam et. Sanki harcadığın hayatının ve zamanının karşılığını alman garantiymiş gibi... Zaman da hayaller kadar önemli değil mi oysa ki? Niye biri için diğerini heba ediyorsun? Ben böyle bir akıllılıkla zaman harcamıyorum. İstiyorum, oluyor.

---------------------------------------------------------------------------
Düzgün cümleleri kurabilseydi böyle söylemek isterdi eminim; ama, esas konuşma aşağıdaki gibi gerçekleşti:
----------------------------------------------------------------------------

Geçen gün bu konuyu Cumhurbaşkanı ile de konuştum. Kendisi benim yakın arkadaşımdır. Bak dikkat et, 'arkadaş' diyorum. Arkadaşlık ne kadar önemli bir kavramdır bilir misin sen? Ne zaman başı sıkışsa, koşarım ben onun yardımına. Hiç yanlız bırakmam. Çünkü aynı zamanda bulunmaz bir sırdaşımdır.

Evet! Evet! Sırlar...

Sırlar da önemlidir. Her sır kendine uygun olan insanı kendisi seçer. Komşu kızı Mücella'nın da dediği gibi;
"Yürü kim tutar seni!!"
Evet... Bana bir keresinde böyle söylemişti. Sırlar önemlidir. Mücella da önemli benim için. Bana dedi ki;
"Yürü kim tutar seni!"
O da benim arkadaşımdır. Ama onu hiç Cumhutbaşkanı ile tanıştırmadım. Çünkü Mücella benim en büyük sırrımdır.
Aramızda kalsın, kendisi benim sevgilim oluyor.

No comments: